"Şeyh uçmaz, müridi uçurur" atasözünün anlamı nedir?
- Bir kişiye inananlar, onu olduğundan çok üstün görürler. Onda olağanüstü değerler bulunduğuna herkesi inandırmak isterler.
Şeyh uçmaz, müridi uçurur atasözüne benzer atasözleri
"Ağlatan gülmez" atasözü ve açıklaması
- Başkasına zulmeden kimsenin kötülüğü yerde kalmaz; kendisine döner. Onu da ağlatırlar.
[
Ağlatan gülmez]
"Akıllı olsa her sakallı kişi, sakallılara danışırlardı her işi" atasözü ve açıklaması
- Her yaşlı, sakallı kişi akıllı sanılmamalıdır. Akıl yaşta değil baştadır.
[
Akıllı olsa her sakallı kişi, sakallılara danışırlardı her işi]
"Alma sarı, satma sarı, kapındaysa tutma sarı" atasözü ve açıklaması
- Sarı donlu at ne beslemeli, ne de alıp satmalıdır
[
Alma sarı, satma sarı, kapındaysa tutma sarı]
"Eken biçen, konan göçer" atasözü ve açıklaması
- Her davranış, doğal sonucuna varır. Örneğin emek verip ekin eken ürün alır. Gezmekle olup da bir yerde konaklayan, kuşkusuz aradan başka yere gider.
[
Eken biçen, konan göçer]
"Gönül bir sırça saraydır, kırılırsa yapılmaz" atasözü ve açıklaması
- Bir kimsenin, hele dostlarımızın gönlünü kırmamaya dikkat etmeliyiz. Kırılan gönül kolay kolay onarılamaz. Bu yüzden, eski dotluk bir daha, o içtenlikle yenilemez.
[
Gönül bir sırça saraydır, kırılırsa yapılmaz]
"Karpuz kabuğunu görmeden denize girme" atasözü ve açıklaması
- Bir işi en uygun zamanı gelmeden yapma; denize girmek için karpuzun olgunlaşma zamanını beklediğin gibi.
[
Karpuz kabuğunu görmeden denize girme]
"Kimsenin çırası tana kadar yanmaz" atasözü ve açıklaması
- Hiç kimsenin parlak yaşamı sürekli olmaz.
[
Kimsenin çırası tana kadar yanmaz]
"Sayılı koyunu kurt kapmaz" atasözü ve açıklaması
- Miktarı saptanarak bir kimseye teslim edilmiş olan eşya iyi korunur.
[
Sayılı koyunu kurt kapmaz]
"Son gülen iyi güler" atasözü ve açıklaması
- Bir konunun üzülecek ve sevinilecek evreleri sona erdiği zaman sevinilecek durum ağır basmışsa eski tasalar unutulur, hep sevinilir.
[
Son gülen iyi güler]
"Tok, acın halinden bilmez" atasözü ve açıklaması
- Varlıklı olanlar, yoksulların ne büyük geçim sıkıntısı içinde bulunduklarını bilmezler.
[
Tok, acın halinden bilmez]